Yolu kitaplardan geçen herkesin hayatında insanı derinden etkileyen eserler vardır. Kendimizi içinde bulduğumuz, bazen kahramanlarıyla yer değiştirdiğimiz eserler... Adeta kitapta anlatılan kişi bizizdir ve o hikâye bizim hikâyemizdir. O yüzden hikâyeye ve kahramanların kaderine ortak olur, onlarla birlikte acı çeker yahut seviniriz; onlarla ağlar, onlarla güleriz. Bu tür eserler arasında hatıratlar başta gelir. Çünkü biliriz ki, elimizdeki metin kurmaca değildir, bizim gibi etten kemikten bir insanın yaşanmış tecrübesi ve gerçek hayat hikâyesidir. İlim ve irfan çevrelerinin eserleri ve sohbetleriyle yakından tanıdığı Ahmet Muhtar Büyükçınar Hocaefendi'nin "Hayatım İbret Aynası" adını taşıyan hatıratı da bu kabil eserlerden biri. Eserde günümüz şartlarına göre imkânsız görünen birçok yaşanmış olay, bir macera romanı üslubunda ve tadında sunuluyor. Bu uzun ve renkli hayat hikâyesini ele alan her yaş ve meslekteki okuyucu, kendisini eserdeki hâl ve durumla karşı karşıya hissedecek ve bu tecrübelerden faydalanacak bir yön bulacaktır. Hatıratın dikkat çeken bir tarafı, hadiselerin anlatımındaki şaşırtıcı berraklık ve teferruat zenginliğidir. Eser, ibretli bir hayat hikâyesi olmanın ötesinde, dönemin kültür ve din politikalarını yansıtması bakımından da tarihi bir tanıklık değeri taşıyor.