Hayatta Kalanlar, büyürken birbirine yabancılaşan üç kardeşin –Nils, Benjamin ve
Pierre’in annelerinin ölümü üzerine bir araya gelmelerini anlatıyor. Kardeşler,
annelerinin vasiyeti üzerine çocukluk yıllarının odağındaki eski yazlık evlerine
dönüyorlar. Hikâye katman katman açıldıkça ve kardeşlerin çocukluklarına daldıkça
gerçekler anlaşılıyor: Bu evde yaşananlar hepsinin karakterini, hayatını ve birbirleriyle
ilişkilerini geri dönülemez şekilde etkilemiş, aileyi dağıtmış, herkeste ayrı bir yara
açmış...
Alex Schulman, travma ve trajedinin ardından çözülen bir zihnin anılar sarayında
gezerken en derin bağlarımızın, bizi en büyük darbelere karşı nasıl savunmasız
bıraktığını ustalıkla ortaya koyuyor.
“Hayatta Kalanlar sizi üç kardeş için ağlayacağınız duygusal bir labirentin
derinliklerine götürüyor. Dönüştükleri adamlar için, oldukları çocuklar için,
kaybettikleri masumiyet için... Işıl ışıl, akıldan çıkmayacak, unutulmaz bir roman.” –
Fredrik Backman