“Mori Adası’na gitmek için çektiğimiz bu çile, aşmak zorunda kaldığımız engeller, karşılaştığımız
tehlikeler… Bütün bunların hepsi buna değer mi?”
Kafası ticarete çalışan, daha çok zengin olmak isteyen ama bunun yolunu kurnazlık yapmakta
bulmuş, umut taciri bir tavşan, oteline daha çok müşteri çekmek için Mori Adası’na yolculuk düzenler.
Çok uzak yerlerden zorlu şekillerde gelmiş, diğer hayvanların ötekileştirdiği, alay edilen birbirinden farklı hayvanların en büyük hayali, su yeşili yağmurun yağdığı Mori Adası’na gidip oradaki bilgelerin vereceği reçeteyle sorunlu gördükleri yerlerini iyileştirmek ve orada mutlu mesut yaşayabilmektir.
Herkesi kumsala toplamayı başarmış tavşanın ağzından iki kelime duyabilmek için heyecanla
beklerler. Tavşan bir süre hiç konuşmaz. Sonra onların ilgisini çekebilmek için şöyle başlar konuşmasına:
“Biliyorum, Mori Adası’na gitmek istiyorsunuz!”
Homurdanmaya başlamış hayvanların sesi bir anda kesilir. Büyük macera da böyle başlar!
Bakalım, onca yol gelmiş hayvanlar Mori Adası’na varabilecek mi? Yoksa kurnaz tavşanın her gece anlattığı masallarla uyumaya devam mı edecekler?