İslam’ın dördüncü halifesi Hz. Ali (v. 40/661), İslâm dünyasının en önemli şahsiyetlerinden biridir. Onun, öncelikle katıldığı bütün savaşlarda gösterdiği kahramanlıkları olmak üzere ilim, takva, ihlas, samimiyet, fedakârlık, şefkat ve şecaat gibi yüksek insani ve ahlâkî özellikleri bakımından müstesna bir mevkiye sahip bulunduğu, Kur’an ve sünneti en iyi bilenlerden biri olduğu hususunda ilgili bütün kaynaklar görüş birliği içindedirler. Hz. Ali, aynı zamanda iyi bir hatip ve güçlü bir edebî kişiliğe sahiptir. O, bu ve benzeri vasıfları sebebiyle Türk düşünce dünyasını etkilemiş, dolayısıyla tarih içerisinde Türk kültürü ve edebiyatında da önemli bir yere sahip olmuştur. Onun, gerek mensur ve gerekse manzum sözleri belirgin bir biçimde yazılı ve sözlü edebiyatımıza aksetmiştir. Nitekim onun farklı konulardaki konuşmaları, hutbeleri, hikmetli sözleri, nasihatleri, mektupları, duaları ve şiirleri ayrı ayrı eserlerde derlenerek bir araya getirilmiş ve böylece kendisinden sonraki nesillere aktarılmıştır. Arap ve Fars edebiyatlarında olduğu gibi, Türk edebiyatında da Hz. Ali’nin hikmetli sözlerinden oluşan birçok eser kaleme alınmıştır. Bu eserler manzum veya mensur olarak Türkçeye çevrilmiş ve şerhleri yapılmıştır. Bunlardan biri de Akşehirlizâde Ali Haydar Bey’in (1847-1915) derlediği ve Merâsıdu’l-Hikem adını verdiği eserdir. Ali Haydar Bey’in bu eseri, Hz. Ali’nin özlü sözlerinden yaptığı derlemenin tercüme ve şerhinden ibarettir. 1881'de kaleme alınan bu eser, Osmanlı harfleriyle Manisa’da 1882'de basılmıştır. Elinizdeki kitap hazırlanırken bu nüsha esas alınmıştır. Müellif, eserini Arapça alfabenin 29 harfine göre bölümlere ayırmış ve bu bölümlerden her birine Mersad adını vermiştir. Kitapta Hz. Ali’nin 275 adet veciz sözü yer almıştır. Müellif, Hz. Ali’nin sözlerini şerhederken Arapça, Farsça ve Türkçe şiirlere ve mesellere de yer vermiştir.