Yazar bu kitapta, bazıları yaşanmış olaylardan, bazıları ise anı, öykü ve hikâyelerden oluşan; sevgi, aşk, umut, asalet, kıskançlık, hırs, yalnızlık, yaşam, ölüm gibi değer ve kavramları kendi dünyası içinde açtığı pencereden farklı bir bakış açısıyla irdelemeye çalışmaktadır. ...Yaşanan ve konuşulanlara sadece toprak ilgisizdi. Toprak neden etkilensin ki, Âşık Salih’in, Mülayim’in, Fal Ağacı’nın ve Çalı Bülbülü’nün yaşadıkları sıradan olaylardı. O neler görmüştü neler... İnsanlık tarihinde milyonlarca insan birbirlerini oklarla, baltalarla, kılıçlarla, kurşunlarla ve daha sonra bilimle zenginleşen toplarla, atomlarla acımasızca katletmişler, arkalarında parçalanmış yürekler, dökülen gözyaşları ve yanık ağıtlar bırakmışlardı. Tanık olduklarının yanında çaresiz Âşık Salih’in, bahtsız göçmen Mülayim’in, ölümden korkan Fal Ağacı’nın, tek gözlü kedi tarafından parçalanan eşini özleyen Çalı bülbülü’nün çektiği acıların sözü bile edilemezdi. Olsa olsa yüreği yufka, duygusal bazı insanlar etkilenirdi. Toprak ise asla!