İdeoloji araştırmalarının pek azı, ideolojilerin aslında neye göre tanımlandıklarına dair sıkıcı bir göreve girişmişlerdir. Aynı şekilde çalışmaların birçoğu; gruplar, grup üyeleri, toplum ve kültüre göre ideolojilerin işlevlerini tartışsalar da toplumsal ve bilişsel işlevlerin ayrıntılarını dile getiren, bu işlevlerle ilgili ideolojik yapıları açıklayan çok fazla araştırma yoktur. İdeolojiler; gücü ya da toplumsal eşitsizliği meşrulaştırmak için geliştirildiyse, o zaman bu meşrulaştırma süreçlerinin ve uygulamalarının gerçek doğası nedir? İdeolojiler söylem tarafından inşa edilmiyor ancak ifade ediliyor ve yeniden üretiliyorsa yine benzer sorular sorulmalıdır: Bu nasıl gerçekleşir? Hangi söylem türleri buna dâhildir ve bunlar tam olarak toplumsal bağlamla nasıl ilişkilidir? Sonuçta, klasik ve güncel ideoloji çalışmaları cazip ve birbiriyle ilintili olsa da genelde değerlendirmeleri ayrıntılı sorgulama gerektiren bir özet seviyesinde kalmaktadır. Bu kitabın amacı, böylesi temel sorulara cevap vermeye çalışacak bir araştırmanın bazı unsurlarını tasarlamaktır.