İslâm Tarihi’nin ilk döneminde Medine’de 169/786 yılında haksızlıklara maruz kaldıkları gerekçesiyle Ehl-i Beyt Nesli’nden Hüseyin b. Ali’nin başlattığı isyan, Medine yakınlarındaki Fah denilen mevkide çok sayıda Ehl-i Beyt mensup ve taraftarının Abbâsî orduları tarafından katledilmesiyle sonuçlanmıştır. Şiîler tarafından Kerbelâ Vak‘ası’ndan sonra en acı olay olarak nitelendirilen bu faciadan, İdrîsî Devleti’ni kuracak olan İdrîs b. Abdullah sağ kurtulabilmiş, iki yıl kadar süren tehlikelerle dolu bir yolculuktan sonra İslâm Dünyası’nın en batısına, Kuzey Afrika’ya ulaşmıştır. İdrîs b. Abdullah, burada 172/788 yılında yerli Berberî kabilelerin desteğiyle tarihte Ehl-i Beyt Nesli’nin temellerini attığı ilk devlet olan İdrîsîler’i kurmuştur. İdrîsîler İslâm medeniyet tarihine sayısız ve eşsiz eserler bırakmışlardır. Asırlar boyunca Mağrib’de ilim ve kültür merkezi olarak kabul gören Fas şehrinin kurulması bu dönemde Ş-İdrîsîler eliyle gerçekleşmiştir. Yine İdrîsîler döneminde yaptırılan ve bugüne kadar ayakta kalabilen Karaviyyîn Camii, Mağrib’in en gözde ilim merkezlerinden olmuş, sayısız ilim meraklısını asırlar boyu buraya çekebilmiştir. İdrîsî Devleti, bölgede hakimiyet mücadelesine giren Fâtımîler ile Endülüs Emevîler’i arasındaki savaşlar neticesinde yaklaşık iki asır ayakta kaldıktan sonra 375/985 tarihinde Endülüs Emevîler’i tarafından yıkılmıştır.