Ulu adamların hâl tercümeleri, ibret alınması ve yeni nesillere de güzel misal olması maksadıyla yazılır. Ahlâklı ve faziletli bir âlimin hal tercümesini dikkatle okuyup bitiren bir adam, kırk gün boyunca mütemadiyen nasihat dinlemekten ya da bir mağarada oturup tehzib-i nefs eylemekten daha fazla fayda ve tesir tahsil etmeye muvaffak olur.
Büyük adamların hal tercümeleriyle onlara âşinâ olan zatlar kendileri farkında olmaksızın ahlâklarını tasfiye ve tadil ederlerken bir taraftan da kalplerine âlicenaplık tohumları ekerler. Her şeye ibret gözü ile kararlı bir şekilde bakarlar ve her hareketlerinde ciddi olurlar. Bu, tercümeleri yazılmış kimselerin âdetleri ve sîretlerinden ders almaları sebebiyledir. Bu sırrı anladıklarından, son zamanların terbiye âlimleri çocuklar için hazırlanan ahlâk kitaplarını farazî olsa da bir hal tercümesi biçiminde tertip ederler. Şöyle ki talebeler güzel ahlâklı kıymetli zatların hal tercümesini okumakla kendi ahlâklarını güzelleştirirler. Bu itibarla hal tercümesi yazanlar bir taraftan tarih ilmine hizmet etmeyi gaye edinirlerken diğer taraftan da hüsn-i ahlâk, ciddiyet ve gayret dersleri vermeyi hedeflerler.
Kitabın yazarı Rızâeddin bin Fahreddin, Gazzâlî gibi üstün bir düşünürün hayatını yukarıda kendisine ait satırların somut bir örneği olarak bu kitapta sunmaktadır.