Tanrının varlığı konusu düşünce tarihi boyunca felsefe ve ilâhiyatın en önemli inceleme alanlarından birini oluşturmuştur. Kendisini çepeçevre saran evrenin arkasında ya da ötesinde, bu evrene varlık veren ve onu idare eden bir Varlığın bulunup bulunmadığı sorusu insanı sürekli meşgul etmiş ve etmeye de devam edecek gibi görünmektedir. Bu soru karşısında insanların iki temel tutumdan birini seçtiklerini söylemek mümkündür. Bunlardan ilki, evreni yaratan ve içindekilerle birlikte onu idare eden bir Tanrının varlığının kabulü demek olan iman, ikincisi de, böyle bir varlığın reddedilmesi anlamına gelen inkârdır. Elinizdeki çalışma, iman ve inkâr tutumlarını benimseyen düşünürlerin kendi seçimlerini haklı çıkarma yolunda kullandıkları argümanları mantıki tutarlılıkları bakımından değerlendirmeyi, böylece de iman ve inkâr tutumları arasında samimi bir karar verme noktasında bulunan insanların işine yarayabilecek mütevazı bir ölçüt sunmayı amaçlamaktadır.