Handan Acar Yıldız daha çok çağrışımlarla ilerleyen, felsefigöndermelerle yüklü bir öykü anlayışı sergiler. Sıkı örgülü,düşünce yüklü öykülerinde iç monolog, bilinç akışı, geriyedönüş, sembolik yaklaşım, soyutlama gibi anlatı yöntemlerinikullanır. Öykülerde incinmiş, kıstırılmış hayatların peşinedüşülürken, dostsuz, kimsesiz, dayanaksız buinsanlarıntopluma, çevreye ilişkin eleştirileri öne çıkar. Yaygın birkarakter çeşitliliği vardır ve hayatın bir şekilde adaletsizliğineuğramış, çocuk, anne, baba her kesimgündeme gelir.
Yıldız, hayatın sıradan bir gününün sıradan bir ânını değil,insanın hayatın en uçnoktasında yaşadığı olağanüstü hâlleri,bir yıkımı, bir bozgunu giderek onun sarsıcı, çarpıcı ânınıhikâye eder. Öykülerinde yaşananların en sert, en acımasızanlarına eğilirken bu anların dramatik etkisini kaleme alır.İnsanın yaşadığı çelişkilerin üzerine giderek orada derinleşmeyeçalışır, insan ruhunun istekleriyle hayatın gerçekleri arasındakimesafeleri vurgular. Tüm öykülerde, kırık, lirik ve giderekeleştirel dil baskındır. Ama bu tipler tümüyle teslim olmuş,yenilgi içinde değildirler. Bir şekilde başkaldırırlar. Öykülerdebaskı, boğuntu, kıstırılmış yaşamlar ve çıkışsızlık sıklıkla
işlenen temalar olmasına rağmen melodramatik bir dil tercihedilmez. En sarsıcıdramatik insani durumlarda bile yalın, sakin,serinkanlı anlatım korunur.
Necip Tosun