İnsan, fıtratı gereği ahlak dışı fillere meyyaldir. Bu eğilim, onun gayri ahlaki davranmasını gerektirmez, bu tür davranışlarını da meşrulaştırmaz. Aklı ve bilgisi ile, iradesini yönlendirmek suretiyle, ahlaki zeminde kalması kendisinden beklenen bir davranıştır. Ancak; insan, iradesini yeterince etkin kullanmadığı durumlarda çoğunlukla ihtiraslarına yenik düşmekte, ahlaki sorunların bir parçası haline gelmektedir. İnsanın peşini bırakmayan ahlaki sorunlar, iş hayatının yeniden formatlandığı sanayi inkılabı ile farklı boyutlar kazanmış, küreselleşme de sorunları çözümü daha zor hale getirmiştir.

işçi, işveren tedarikçi vb. pozisyonu ne olursa olsun, günümüz insanı ömrünün en değerli kısmını işleriyle meşgul olarak geçirmekte, bu sürede iç ve dış kaynaklı, üstesinden gelmekte zorlandığı, işine ve kendisine madden ve manen zarar verebilecek pek çok ahlaki sorunlarla karşılaşmaktadır.

Ahlaki sorunlar, günümüzde o kadar yaygınlaşmış durumdadır ki, bireysel ve örgütsel çabalar bazen bu sorunların etkisinden kurtulmak için yeterli olmayabilmektedir. Ahlaki sorunlarla baş edebilmenin en etkin yolu, sorunu iyi tanımak ve ilgili taraflarca birlikte mücadeleye girişmektir. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının yanında, bu konuda örgütlenmek (kamu, özel, gönüllü kuruluşlar, eğitim kurumları vb.) başarının anahtarı konumundadır.