İslam dini, insanın dünya ve ahirette mutlu olmasını sağlamak amacıyla hayatın tün yönlerini düzenleyen çeşitli hükümler koymuştur. Hükümleri koyarken mutlaka insanın yararına olmak üzere birtakım gaye ve hedefleri gözetmiş, gerekçesiz ve amaçsız hiçbir hüküm bina etmemiştir. İşte fıkıh ilminin, hükümlerin konuluş amaçlarından söz eden bölümüne makâsıdü'ş-şerîa adı verilmektedir.
Esasen hükümlerin amaçları dinin temel iki kaynağı olan Kur'ân ve Sünnet metinlerinde açıkça ya da dolaylı olarak yer almıştır. İşte usul-ı fıkıh âlimleri bu dağınık gâî (amaçsal) hususları bir araya getirip toplamışlar ardından sistematik halde incelemişlerdir. Böylece bu alana dair görüş ve düşünceler tarihi süreç içinde gelişerek olgunlaşmış, sonra da tedvin edilerek ilimler tarihindeki yerini almıştır. İşte bu çalışmamız, günümüz okur ve araştırmacılarına bu alanı ana hatlarıyla tanıtacak ve sunacak bir kılavuz niteliğini taşımaktadır.