Kurtuba'ya 20 km uzaklıktaki Almodavar Del Rio kasabasına gelince
cebimden Hashim Bey tarafından verilmiş adresi çıkarıp haritada
aratıyorum. Böyle bir yer bulunmayınca adresi daha dikkatli inceliyorum,
şöyle yazıyor: filanca yoldaki filanca ev, numarası yok.... Arabayla birden
kentin haritada ismi geçen sokaklarından, caddelerinden, modernitenin
bütün özdeşleşmelerinden sıyrılıyoruz...
(Hece Dergisi 268 Sayı-Hashim Cabrera Söyleşisi)
Söz, varlığı itibarıyla ne kadar soyutlaşabilse de yine bir sınırı vardı. Ancak
ışık ve rengin, perdenin öbür yanından bu dünyaya erişen bir yanı vardı.
Rengin ve ışığın bu mistik yönlerini İşraki dervişlerinden önce keşfedenler
de vardı, tıpkı ayinlerinde ayahuşka iksiri kullanan Latin Amerika yerlileri,
İslam öncesi Fars dünyası Zerdüştleri ya da Hindular gibi. Modern
psikoanalizin yeni keşfettiği birçok buluş sayesinde ışığın insan üzerindeki
psikolojik etkileri daha da somut şekilde ortaya konmaya başladı.
Yazara göre Modern Batılı ressamlardan birçoğu rengin bu yönlerini çok iyi
hissetse de, hissettiği şeyi somut bir temele dayandıramamıştı. Henry
Corbin'in İşrakiliğe dair çevirilerini okuyan Kurtubalı İspanyol ressam
Hashim Cabrera, İşrakilerin bu deneyimlerinin peşine düştü.
Elinizdeki bu kitap, renkle alakalı bütüncül bir tevil denemesidir. Cabrera,
geleneksel İşraki dervişlerinden yüz yıllar sonra, renkleri onlar gibi
tasavvur etmeye çalışmış ve deneyimlerini kayda geçirmiştir. Kitap, yazarın Türkçeye çevrilen ilk eseri İslam ve Çağdaş Sanat'ın son
bölümünün devamı olarak da okunabilir.