Son 200 yıl boyunca Osmanlı Devleti, sistematik açıdan birçok deneme yaşar. Bu “birçok” içinde; askeri, bürokratik, siyasal, sosyal ve ekonomik, tüm çabalar yer alır. “Taşlar, kırıla kırıla yerine oturur.” Ve bu oturuşma, çok gecikmiş olarak, sona 40 yıl kala, ancak gerçekleşir. Bu kitap, dönem yaklaşımının bir ürünüdür. 1821 Rum Ayaklanması ile Sultan II. Mahmut, İstanbul’daki Rumları saydırtmıştı. Sultan II. Abdülhamit de yine başkenti, bu kez her açıdan saydırtır. 1885 yılındaki bu işlem, çok ayrıntılı bir istatistik çalışmasıdır. Burada ise başkente, dönemin bürokratik kaygısı dışında yaklaşılmıştır. Behçet Kemal Çağlar, “İstanbul’u sevmezse gönül, aşkı ne anlar” der. Aşka saygımız sonsuz, İstanbul’a sevgimiz su götürmez gerçek. Ama bir gerçek de İstanbul’un kültürel derinliğini yansıtan adların, gittikçe kaybolduğudur. Bu kitap, her biri ayrı bir yaşanmışlığın anısı olan “kültürel kimliği”, gelecek kuşaklara taşıma umudundadır. Öte yandan, “kerameti kendinden menkul” biçimde konuya tepeden bakan ve İstanbul’u kendi tekelinde gören, “Tatlısu Frenkleri” için de yararlı olacaktır.