İkinci Dünya Savaşı'nın Kan Kırmızı Hattı: Stalingard...
İkinci Dünya Savaşı'nın en zorlu cephe hattı: Stalingrad... Cehennem gibi kaynayan güneşin altında, diz boyu çamurun içinde, kar fırtınasının ortasında, soğuktan donmuş toprağın üzerinde ve karlara batmış hâlde savaşan askerler... Bir ağır makineli tüfek nişancısının tüm yaşananların merkezinde tuttuğu notlar...
19 yaşında Nazi Almanyası'nın silahlı kuvvetleri Wehrmacht'a katılan Günter K. Koschorrek, Doğu Prusya'da sıkı bir eğitimden geçerek Stalingrad'a konuşlandırılacak olan 24'üncü Panzer Tümeni'ne alındı. Muharebe hayatının büyük bir kısmını makineli tüfek nişancısı olarak geçirdi. Muharebelerde sergilediği üstün cesaret ve özveriden dolayı 2. Sınıf Demir Haç Nişanı, Bronz Yakın Muharebe Brövesi ve Altın Gazi Brövesi ile taltif edildi. Her ne kadar büyük oranda Stalingrad ve çevresinde görev yapsa da acı tecrübelerle dolu geri çekiliş sürecinde İtalya'nın kana bulanmış doğasına, Romanya ve Danimarka'ya, nihayet dönemin Çekoslovakya'sına savruldu. Sayısız kez ölümle burun buruna gelmesine ve altı kez yaralanmasına rağmen hayata sıkı sıkıya tutundu, savaşmaya devam etti.
Sıradan bir asker (Landser) olarak başta Rus Cephesi olmak üzere görev yaptığı farklı noktalarda edindiği tüm şahsi tecrübelerini Kan Kırmızı Karlar adıyla kitaplaştıran Koschorrek, eserinin güvenilir bir kaynak olduğunu özellikle vurguluyor. Savaşın büyük kısmını Rus topraklarındaki avcı çukurlarında geçiren ve bu çukurları yalnızca düşmanla çarpışırken terk eden sayısız ismi meçhul askeri de takdirle anıyor. Stalingrad'da yaşananlar, korku ve nefret yüklü gözyaşları, kaçışlar, idamlar, ölülerin üzerine çöken akbabalar ve muharebe alanlarına dair daha pek çok detay, bu kitapta roman akıcılığında anlatılıyor.
Stalingrad'dan Teslimiyete Bir Alman Makineli Tüfek Nişancısının Anıları, İkinci Dünya Savaşı'ndan 75 yıl sonra üslubuyla, görselleriyle ve haritalarıyla o günleri yeniden yaşatıyor...