Pazarda, bir Rum satıcı ile Germiyanlı arasında çıkan kavgaya müdahale eden alpler; tarafları Osman Beg'in huzuruna çıkarır.
Tarafları dinleyen Osman Beg, Osmanlı'yı 600 yıl ayakta tutan adalet çınarının tohumunu bu topraklara atan şu kararı verir:
"Ben Kayı Beyi Osman. Babam Ertuğrul Gazi nasıl adaletten ayrılmamışsa, nasıl mazlumun ve darda olanın yanında yer almışsa, şeyhim Edebali nasıl yoksula ve darda olana kapısını açmışsa, benim davranışım da onlardan farklı olmayacak; hakkı hak edene vermek olacaktır. İki tarafı, şahitleri dinledim. Ve sen Germiyanlı, haksızsın. Adamın parasını ver, bir daha bu pazara gelme. Bir daha gelecek olursan, canının garantisini veremem. Bundan sonra Müslüman ya da Hristiyan, Türk ya da başka milletten olursa olsun; her kim haksızlık ederse bilsin ki beni karşısında bulacaktır."
Kılıcı kadar adaleti de keskin olan ve dünyalık hiçbir şeye meyletmeden fakir bir bey olarak bu dünyadan göç eden Osman Beg'in hikâyesini okumaya hazır mısınız?