Hayal ve gerçeklik arasında gidip gelen, duygularını yüzüne yansıtan, kaç yaşına gelirse gelsin duygularını dizginleyemeyen kırmızı çoraplı doğanın hikâyesi.
Bazı insanların görünmez koleksiyonları vardır: Ateş amcanın ahşap kutusu, doğanın rüyaların sembolik şifresi,Evren ablanın kartları… Her biri, yaşamın farklı yanlarını temsil eden özel parçaları barındırır.
Hayatımıza giren farklı insanlar, bizde birer yüz ifadesi olarak kalır. Her biri, içsel dünyamızda bir iz bırakır; bazıları neşelendirirken bazıları derin düşüncelere daldırır. Şaşırdık mı?
Belki de bu duygusal zenginlikler, insan olmanın en güzel yanıdır.
Eğer bir empati makinesi olsaydı, bu özellik kesinlikle doğaya verilirdi; çünkü o, hissettiklerimizi anlama yeteneğiyle doludur.
Sevgi, tüm çözümsüzlüklerin bir çözümü gibidir. Sevmeye başladığınızda, dünya size bambaşka bir şekilde görünür.Demek ki insanı gözler ele verir; gözlerdeki derinlikte, ruhun gerçek hali saklıdır.