STK’lar, küreselleşen dünyanın her geçen gün daha da önemli aktörleri hâline gelmeye devam ediyor. Özellikle bir yanda teknolojik gelişmeler ve bunun getirdiği israf içindeki lüks tüketime karşı, diğer yanda en temel insani ihtiyaçların dahi karşılanamadığı bir manzara içinde, STK’ların önemi her geçen gün daha da artıyor. Ancak gelinen noktada sivil toplum ekonomisinin dünya ekonomisindeki yerinin henüz konuşulabilecek seviyede dahi olduğunu söyleyemiyoruz. Sunduğu hizmetlerle bir yandan pek çok problemin çözümüne doğrudan katkı sunan, diğer yandan dünyadaki sosyal adaletin savunuculuğunu yapabilecek olan bu kurumlar, maalesef henüz kendi ayakları üzerinde duran, güçlü ve sürdürülebilir yapılara sahip değildir. Sürdürülebilir bir sistemin en önemli unsurlarından biri gerekli kaynaklara zamanında ve yeterli miktarda sahip olabilme kabiliyetidir. Bu noktada, STK’ların sürdürülebilir bir yapıya sahip olabilmeleri için sürdürülebilir bir kaynak geliştirme sistemine sahip olmaları gerektiği ortadadır. Bu kitapta, bu doğrultuda, STK’larda sürdürülebilir bir kaynak geliştirme sistemi kurmanın esaslarını açıklamaya çalıştım. İlk ünitede kaynak tanımı ile birlikte kaynak geliştirmenin STK’lar için önemine; ikinci ünitede bağış, hibe, sponsorluk, iktisadi işletme geliri, diğer finansal gelirler ve üye aidatları gibi kaynak türlerine ve bunların kurumlara getirmiş olduğu avantajlarla birlikte yükümlülüklere; üçüncü ünitede kaynak geliştirme ve kullanımındaki küresel ve yerel dinamiklere; dördüncü ünitede ise sürdürülebilir bir kaynak geliştirme sistemine özgü ilkeler, stratejiler, organizasyonel yapılanma, operasyonel planlama, iş ve insan yönetimi ile sürekli gelişim esaslarına değindim. Bölümlerin sonuna, kısmen bölüm içinde anlatılanların hatırlanmasına kısmen de kendi tecrübeleriniz ile bunları örtüştürerek konular üzerinde daha fazla düşünülmesine yönelik sorular ekledim