Tarihin görkemli sayfalarından yansıyan amansız bir mücadele... Ve şerefli bir madalya ile
taçlanan muhteşem bir zafer...
Anadolu'nun vatan aşkıyla dolu evlatları, bu şanlı zaferin gizli kahramanlarıydılar. Tankla,
topla, tüfekle değil, kazmayla, kürekle, inançla, azimle, birlik ve beraberlikle şanlı bir zafer
kazandılar...
Kurtuluş Savaşı'nın gerçek kahramanları ile onlarla aynı ruhu taşıyan roman kahramanlarının
bir araya geldiği soluk soluğa bir macera...
Sütçü İmam'ın yanında çalışan on beş yaşındaki Yılankıran Mehmet ve en yakın arkadaşı
Ömer, Arslan Bey'in Maraş'ta komuta ettiği Milli Mücadelenin neferleri arasına girmeyi başarırlar. Çocukluk arkadaşları Serem'in de yardımıyla elde ettikleri gizli bir bilgi sayesinde
olayların seyri değişir...
Kendini kurtaran bir şehrin, birlik ve beraberlik ruhunun, kahraman bir milletin akıllardan asla
çıkmayacak destansı hikâyesi... 12 Şubat 1920 Maraş'ın kurtuluşunun tarihi oldu. O gün yorgun halk tüm kayıplarına rağmen
meydanlara dökülüp kazandıkları zaferi kutladılar. Abdal Halil o gün çomağını davuluna vurdukça
vurdu. Gözü yaşlı analar alkış tuttu.
Kurtuluş Savaşı'nın bu ilk zaferi Anadolu'da da büyük bir coşku oluşturdu. Tüm yurtta bayram
havasında kutlandı.
Günler sonra Ankara'dan gelen bir telgrafla, madalya verilmek üzere Maraş Milli Mücadelesine
katılanların listesi istendi. Şehrin ileri gelenleri toplandılar ve istişare sonucunda Ankara'ya şu cevap
gönderildi:
"Maraş'ta Milli Mücadeleye katılmayan tek bir fert bile yoktur!"