Kendisini profesör zanneden ruh hastası Tenvir Bey’in güya üniversite içinde geçen hayatından tecrübelerini ve başından geçen bazı olayları onun ağzından anlatan bu uzun öykü, hayatın içindeki gerçekliklerin ancak hayali kurgularla anlamlı hale gelebildiğine ve ilgi çekebildiğine vurgu yapan bir hiciv, bir başka söylemle bir tür cünunnamedir. Bir cünunnamedir çünkü, gerçek hayatta göz önünde yaşanan ve kimsenin fark etmediği ya da fark etmek istemediği, öyküdeki kurgularla iç içe geçmiş gerçeklerin olsa olsa bir cünunnamenin konusu olabileceğini, bu gerçeklerin ne denli garip olduğunun bir ruh hastasının anlatılarıyla nasıl fark edilebileceğini ve gerçekler ile bir ruh hastasının kurguları arasındaki sınırların ne denli belirsizleştiğini göstermektedir.