III.-VII. , IX-XIII. yüzyıllarda Horasan ve Maverâünnehir'de dinî, itikâdî, felsefî, tasavvufî ve ilmî düzeyde varlık gösteren hareketlerden birisi de kuşkusuz Kerrâmiyye'dir. Temel esin kaynağını Ebû Hanîfe'nin Kûfe Okulu'ndan alan bu kelâmî, mezhebî ve tasavvufî yapılanma, İslâm toplumunda sadece ezilen ve ötekileştirilenlerin değil; aynı zamanda zımmî ve mevâlinin de kendisine sığınacakları muhkem bir liman olmuştur. Teolojik anlamda geliştirmiş oldukları sıcak ve yumuşak üslupla, birçok Gayr-i Müslimin ve Ehl-i Kitâb'ın sempatisini kazanarak onların islama girmelerini temin etmişlerdir.
Muhaliflerinin ya da karşıtlarının koşullandıkları ve sadık davranmak zorunda kaldıkları inanç dizgeleri doğrultusunda onlara yöneltmiş oldukları bütün eleştiri, suçlama, itham ve reddiyeler nesnel ve bilimsel olmaktan çok duygusal, mezhebî ve ideolojik temellidir. Çünkü yapılan söz konusu eleştiri, suçlama ve ithamlar karşısında Kerrâmiyye tamamıyla aykırılığı ve farklılığı ortaya koymuştur. Bu bakımdan Kerrâmiyye, benimsemiş olduğu imân görüşünden Allah tasavvuruna; peygamberlik algısından âhiret düşüncesine; kurguladığı insan ve toplum anlayışından metafizik dünyaya bakışına kadar tamamıyla orijinal ve asildir. İslâm araştırmacıları, Kerrâmî söylemin bütün yönleriyle analiz edildiği bu araştırmadan edinilecek bilgi ve tecrübe ile Kerrâmî zâhid ve bilim adamlarının, İslâm düşünce ve kültür tarihine olan etkilerini daha iyi keşfedecek ve düşünsel-fikirsel anlamda Kerrâmîler'le ilgili tarihî süreçte yaratılan olumsuz ve anlamsız algı operasyonlarına asla itibar etmeyecektir.
(Tanıtım Bülteninden)