Kıraat, bir bakıma Kur’an’ın geniş coğrafî bölgelerde yaşayan, değişik yöresel ağızlara sahip Araplardan her bir ferde kendi öz diliyle seslenmesidir denebilir. İnsanlığın hidayetini; hem dünya hem ahiret mutluluğunu amaçlayan Kur’an’ın bu misyonu ifa etmesinde büyük katkısı bulunan kıraat ilmini, sadece Kur’an’ın birtakım değişik eda yöntemleriyle kitlelerin önünde okunması ve dinlenmesinden ibaret görkemli bir merasime dönüştüren vasıta olarak görme yerine, onu Kur’an’ın lâfız ve mana zenginliğinin bir yansıması, Kur’an’ın içsel musıkîsinin kalplere nüfuz eden efsunkâr bir tezahürü olarak değerlendirmek daha isabetli ve daha objektif bir yaklaşım olacaktır. Elinizdeki kitap, Kur’an’ın belâgat ve fonetik zenginliğini sırf “kıraat” özelinde ele alan ilk sistemli çalışmadır. Bu çalışma kıraat olgusunun iki temel fonksiyonuna; a) Kur’an’ın tefsir, fıkıh ve kelâm gibi temel İslâmî ilim dallarına katkı sağlayan o eşsiz belâgat zenginliğine, b) onun kıyamete dek bir mucize olarak varlığını koruyacak nazım dokusundaki mevcut fonetik yapılanmanın ses-anlam ilişkisine yansıyan müzikal yönüne sağladığı katkıya dikkat çekmeyi amaçlamaktadır.