O gün ettiği duayı tekrar duyabilmek için aynı saatte geçiyordum kapısından. Kabilemizin buna
ihtiyacı vardı. İri bir akasyanın örttüğü evinin bahçe duvarının bir cephesi alçaktı. Okula gidip
gelirken Cemile'yi arıyordu gözüm. Bazen terliklerinden taşan parmaklarını asfalta sürte sürte
gezinirken buluyordum onu. Ne kadar erken gelirsem ettiği duanın süresi uzuyordu.
Kızılırmak Çocukları, kendisini okuyan her insana bir bağ sözü veriyor. Öyle ki çocukluğumuzun
ara sokaklarından meydanlarına koştuğumuz yıllara gönderiyor bizi. Yazar, karakteriyle ve
mekânlarıyla özlemini çektiğimiz hayatı hatırlatıyor. O hayat, Kızılırmak'ın coşkun sularıyla
birlikte yeniden ve yeniden var oluyor.