1930'lu yıllarda İstanbul'da, hala sayfiye görünümünü koruyan Kızıltoprak'ta bir köşk...
Akşam yemeği için sofrada buluşmuş aile bireyleri sohbet ediyor:
Evin en küçüklerinden Nezih, bütün olan biteni dikkatle takip ediyor. Dedesinin tembihini tutacak ve yarım yüzyıl sonra bu aile ortamını, bireylerinin hikâyeleriyle birlikte kaleme alacak...
Sofradaki o küçük çocuğun yazdığı bu kitap idarecilerle, yazarçizerlerle, bestekarlarla dolu bir İstanbul ailesinin yedi kuşağının hikayesinin son iki yüzyılını ilk ağızdan anlatıyor. Gözden geçirilerek genişletilen bu yeni baskıya, aile arşivinden, yarısından çoğu ilk kez yayımlanan 200'e yakın fotoğraf ve belge eşlik ediyor.