“Kumru ve Kadın”ın sırlıdır dilleri.
Kanatlarının altında saklar hikâyelerini.
Onların hikâyesi hep gönülden vermek üzerinedir.
Yüreğine dokundukları her insanın gönlü şenlenir, huzura erer.
Dillerinden şeker akıtırlar.
An’ı dokurlar ilmek ilmek.
Başka söylenecek ne var ki sevgiden öte?
O gitti, bütün renkli fotoğraflar siyah beyaz şimdi.
Bir kuş konuyor; kumru! Kuş, masadakilere bakıyor. Kadın, kumruyu görüyor. “Biliyorum. Sen de biliyorsun, değil mi?” diyor. Kumru birden havalanıyor, kayboluyor. Bu eve taşındıklarından beri bu kumru hep gelir. Bir haber mi bırakır, bir işaret mi; bilinmez. Sadece kadın anlar kumrunun dilinden. O da kumru gibi zarif ve edalı değil midir?