Ademoğlu, baş döndüren teknolojinin imkânlarından yararlanmasına, lüks ve debdebede sınır tanımamasına rağmen kalabalıklar arasında yalnız, huzursuz ve mutsuzdur. Zîrâ karşılaştığı her yenilik ve kolaylık, artık onu tatmin etmemektedir. Rûhu dingin/mutmain değildir. İç dünyası çalkantılar içindedir. Çare uzakta değil yanı başındaki Kur'ân-ı Kerîm'de ve onun uygulanmış hâli olan Sünnet-i Seniyye'dedir. İnsanlığın problemlerine kalıcı çözümlerin sunulduğu Kur'ân ve Sünnet, insanın gönül dünyasını aydınlatacak, rûhunu dingin hale getirecek nice umdeler, ahlâkî prensipler ve değerlerle mücehhezdir. Söz konusu erdem ve değerlerden birisi de nefsinin bencilliğini ve hırsını yenemeyen, kendisi dışında yaşayan diğer bireylerin varlığını unutan insanın; uygulamada zorlandığı empatik anlayıştır.
Bu kitapta incelenen empatik anlayışa dâir âyet ve hadîsler; gereği gibi tatbik edildiği takdirde, bu satırların yazıldığı günlerde, dünyada yaşanmakta olan acımasızlık, merhametsizlik, kin, nefret ve bencillik giderek azalacak; sevgi, merhamet, fedâkârlık ve diğergâmlık daha yaygın hale gelecektir. Cinayetler, toplu katliamlar, sonu gelmeyen savaşlar; yerlerini barış, huzur ve mutluluğa terk edecektir. Kur'ân'a göre empatik anlayışın yaşandığı dünya; servetin paylaşıldığı, mutluluğun ortaklaşa hissedildiği, barış ve huzurun bütün insanlığı kucakladığı bir yer hâline gelecektir.