Kur’ân-ı Kerîm’i okumanın gayesi, içindeki âyetlerin derûnunda bulunan mânâlar üzerinde derinlemesine düşünmek ve bunun sonucunda âyetlerin içerdiği mesajları anlamaktır. Anlamaktan murâd ise âyetlerde beyân edilen hususların gereğini yapmak, pratik hayatta yaşamaktır.Düşünmek ve anlamak, okumanın amacı; yaşamak ise anlamanın hedefidir. Okunan metin; anlaşılmadan yaşanamamaktadır. Bilinip öğrenilmesine rağmen tatbik edilmeyen metinler, yok hükmündedirler. Bu nedenle hükümleriyle amel edilsin, yaşansın diye gönderilen Kur’ân’ın, duvarlara asılı mahfazalara terk edilmemesi ve unutulan ölü bir metin haline getirilmemesi, inananların başlıca görevidir.Kur’ân’ı objektif bir biçimde okuyan, dinleyen, üzerinde düşünüp peşin fikirlerden ârî olarak anlamaya çalışan herhangi bir okuyucu; aradan yüzyıllar geçmesine rağmen, O’nun âdeta bugün inzâl edilmiş gibi güncelliğini koruduğunu; insanlığın hem bu Dünyâ’da hem de Âhiret’te kurtuluşa, sonsuz mutluluğa ulaşmalarını sağlayacak nice ibretleri içinde barındırdığını görecektir.