Allah Teâlâ insanların dünya ve ahiret saadetini sağlamak üzere Kur'ân-ı Kerîm'i göndermiştir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem ve sahâbe, vahiy ortamında yaşadıkları için daha sonraki dönemlerde zorunlu hâle gelen tefsir ve usulüne çok fazla ihtiyaç duymamışlardır. Giderek vahyin ilk kaynağından uzaklaşan insanlık vahiy pınarından çıkan bu saf suyu içebilmek için birtakım araçlara ihtiyaç duymuştur. İşte Hicrî I. asrın sonlarından başlamak suretiyle bu kaynağı daha iyi anlamak için sayısı binlerle ifade edilen tefsirler telif etmişler, Kur'ân ilimleri alanında gerek müstakil, gerekse ansiklopedik hüviyette eserler vermişlerdir. Bu alanda XX. yüzyılda yazılmış en önemli kaynaklarından biri de elinizde tercümesi bulunan Menâhilu'l-?ırfân fî ?Ulûmi'l-Kur'ân/Kur'ân İlimlerine Dair Bilgi Kaynakları adlı eserdir. Eser, Zerkeşî'nin el-Burhân fî ?Ulûmi'l-Kur'ân ve Suyûtî'nin el-İtkân fî ?Ulûmi'l-Kur'ân adlı eserlerinden sonra bu sahada önemli bir yere sahip olmuştur. Ancak müellifin, içinde yaşadığı şartlara çözüm bulmak ve İslâm'ın ilk kaynağı Kur'ân-ı Kerîm'e yapılan itirazlara cevap vermek adına gösterdiği gayret, eseri benzerlerine göre daha ön plana çıkarmıştır. Yıllardır İlahiyat Fakülteleri ile diğer dinî tedrisat yapan kurumlarda okutulmasına ve başucu kaynakları arasında yer almasına rağmen bu eserin tercüme edilmesi ancak bu güne nasip olmuştur. Okunup incelendiği zaman görüleceği üzere eser sadece kendi alanında yazılmış klasik bilgi veren bir kaynak olmaktan ziyade İslâm'ın ilk kaynağı Kur'ân'ı çeşitli yönleriyle ve akla gelebilecek bütün ayrıntılarıyla anlatan, Kur'ân-ı Kerîm'in mu?ciz bir hidayet rehberi olduğunu haykıran enfes ve doyurucu bir kitaptır.