Teknolojideki başdöndürücü gelişmenin ve piyasalarda esen küreselleşme rüzgarlarının "insanlık durumu"nu derinden etkilediği bir dünyada yaşıyoruz. Pekçok şey birden değişiyor, yaşam yeniden şekilleniyor sanki. Yalnızca bilimde ve ekonomide değil, sanatta, edebiyatta ve yaratıcılığa açık tüm alanlarda yeni açılımlar yaşanıyo.
Ancak, cehaleti, yoksulluğu, açlığı yok edebilecek olanakları gündeme getiren bu dönüşümün dünyada büyük bir altüstlük yarattığı, zenginlerle yoksullar arasındaki uçurumları
derinleştirdiği, küçük bir azınlığa yeni olanaklar sağlarken insanlığın büyük kesimini sarstığı ve güvencesiz bıraktığı izlenimi yaygın. Bu nedenle küreselleşmeye karşı tepkilerin giderek güçlendiğini ve yaygınlaştığını görüyoruz. Bu kitap, 1999`dan 2001`e, Seattle`dan Davos`a, bu tepkilerin tırmandığı ve "küreselleşme korkusu"nun yaygınlaştığı dönemi anlatıyor.
Küreselleşmeyle ilgili tartışmaları yakından izleyen Osman Ulagay, bu tartışmaların bugün geldiği noktayı ve küreselleşme kavramına farklı yaklaşımları ortaya koymakla yetinmiyor, bu dönüşümün insanlığa ve özellikle de insanımıza neler getirebileceğini de tartışıyor.
Küreselleşmeyle ilgili sorunlarınızın birçoğuna cevap arayan bu kitapta ekonomist olmayanların, hatta ekonomiyle ilgilenmeyenlerin de ilgisin çekecek ve ufkunu açacak bir yaklaşım bulacaksınız.