Laiklik Batıda çıkmış devlet çeşitlerinden birisidir. Çıkış sebebi insanları ve yönetimleri Tanrı adına yetki kullandıklarını iddia eden kilise veya ruhban sınıfının kan, gözyaşı ve zulüm dolu insafsız baskılarından kurtarmaktır. Nitekim yönetimi bu sınıfın elinden alıp halka vermesi, din ve vicdan özgürlüğünü sağlaması, devleti dinler karşısında tarafsız, yansız ve etkisiz kılması bakımından laiklik Batıya fayda sağlamıştır.
İslam dünyasına gelince, Batının yaşadığı bu tür zulümleri yaşamamıştır. Çünkü İslam'da ruhban sınıfı yoktur. Din herkesindir. Üstelik İslam, dinde zorlama yoktur ilkesiyle, din ve vicdan özgürlüğü ilkesini daha baştan koymuş ve bunu uygulamıştır. Aralarında yaşayan Yahudilere, Hıristiyanlara ve Mecusilere bu tür hak ve hürriyetlerini vermiştir.
Öyleyse soru şu: Madem Müslümanların laikliğe ihtiyacı yoktu, yeni kurulan Türkiye neden laikliği aldı?
Cevabı çok acıdır: Bu devleti kuran Batıcı kadro, ülkeyi her şeyi ile Batılı bir devlet yapmak istiyordu. Buna İslam Dini engeldi. Bu engeli laiklik bahanesi ile ortadan kaldırmak istediler.
İşte bu yüzden Batıya mutluluk getiren laiklik bize kan, gözyaşı ve zulümlerle tarifi imkansız acılar yaşattı. Şimdi soruyoruz: Laiklik bize ne verdi? Cevabı çok basit: Bir şey vermedi ama - olmaz olsun - çok şeyimizi elimizden aldı.
Bu kitap iki tarafın tezlerini de ortaya koyarak enine boyuna bu macerayı anlatır.