"Ruh, en ufak bir uyarıda, bir zorlanmada, nefsin dünyada kurduğu dengelerin ve uyumun ötesine sıçrayarak, yabancılığı ve iğretiliği göz önüne serer. Nefsin fevkalade önemseyerek adaptasyon kurmaya çalıştığı, kaba nedensellik ve bu dünyanın tüm dünyevi kuralları, tüm dünyevi ölçekler böyle alanlarda iflas eder. Dünyanın `yalan` olduğunu anlar, şaşkınlıkla onun dışına fırlarız.
Nedir, ruhun bu sıçramasına vesile? Bazen büyük bir korku, bazen büyük bir saplantı, bazen gidişatı alt-üst eden büyük bir kaza veya bir hastalık, bazen bir mecburiyetten doğan aşırı bir stres, bazen abartılı bir evham, bir şüphe, bir kaygı... Gündelik düzenin tuzla buz olması, şuurdaki derinleşme, kainatta asli olmanın, ebedi ve ezeli olanın, hiç değilse kıyılarına derece derece varış...
Bu hikayeleri okumak, idrak merdivenlerinden kademe kademe bir çıkışa meydan açıyor. Aklın hikmetle buluşması bu. Yabancılaşmadan kalkarak hikmete yöneliş."