Fizik ve sosyla çevremize, kendi gerçekliğiyle dahil olan bir üçüncü çevre olarak atılan medya dünyasının çıktıları, insan zihninin yeni bir kodlama sürecine girişini de beraberinde getirir. Kodlamada, kelime, kavram, gerçek mekan, gerçek kişiler yerine sembolik düzenler ve sembolik unsurlar kullanılır. Bu haliyle medyatik hafızanın hatırlama biçimi, çoğunlukla sembollere dayalı bir şekilde gerçekleşir. Peki nedir, semboller? << Semboller, gerçekliğin dışındadır, semboller gerçekliği tanımlamaya muktedir değildir... Semboller özel oldukları için gerçekliği etkileyemezler >> der, John W. Murphy. Bu tanımdan hareketle, sembolik unsurlarla depolanan hafızanın hatırlama biçimleri de semboliktir, denilebilir. Böylece medyatik hafıza, sosyal gerçekliğin medya ile sembollere indirgenmiş ve kodlamalarını buna göre yapan, sembolik değer taşıyan bir hatırlama biçimidir.