Rüya bitti.
Sabah oldu, horozlar acı acı öttü, herkes uyandı. Ancak, Fırtına uyanmadı bir türlü. Bu bela da nerden buldu beni? İçim bir tuhaf, başımda
bir ağrı. Gözüm doldu, boğazım düğümlendi.
Bir ırmak yanağımı yaladı durdu. Babam, boğulmuş diyordu. Ama nasıl olurdu?
Aklım almıyordu. Kabullenmek ne zordu.
Çaresiz, Fırtına’yı alıp mezarlığa götürdüm.
Onu, ellerimle melekler mezarlığına gömdüm.
Bizim kasabada, günahsız sabiler öldüğünde buraya defnedilir.
Fırtına da suçsuz günahsız bir melekti.
(Tanıtım Bülteninden)