İslam medeniyetinde ilim ve kültür alanında önemli müelliflerden bir tanesi İslam tarihçisi kimliğiyle ön planda olan Mesûdî’dir. Yaşadığı dönemin ileri gelenlerinden birisi olan Mesûdî, sadece tarihçi değil aynı zamanda farklı alanlarda kitapları bulunan ve sonraki alimleri etkileyen bir kişidir. Abbasilerin ilim ve kültür hayatının canlı olduğu bir dönemde yaşayan, farklı din ve mezhep mensuplarıyla müzakereler yapan bir İslam âlimidir. O, Müslüman coğrafyacıların ilklerinden kabul edilmiştir. Farklı tarihçiliğini meşhur kitabı Mürûcü’z-Zeheb’ten de rahatça görebileceğimiz bu çok yönlü şahsiyetin özellikle bir seyyah özelliği göstermesi, tarih ile coğrafyayı birleştirmesi ve kronolojik tarih ile temalı tarih anlayışını harmanlayıp aralarda konuyla ilişkili farklı bilgiler vermesi ile renkli bir İslam tarihi yazıcılığı anlayışı göstermiştir. İbn Haldun’un tarihçilerin önderi olarak vasıflandırdığı Mesûdî’nin hayatı, seyahatleri, eserleri, görüş ve düşünceleri, metodu ve özellikle İslam medeniyeti içerisindeki ilmî katkısı ve etkisi bu kitabın konusunu oluşturmaktadır. Kitap Mesûdî’nin biyografisinin yanı sıra elimizdeki iki kitabı Mürûcü’z-Zeheb ve Tenbîhü’l-İşrâf’a dayalı olarak hazırlanmış, söz konusu kitaplardan örneklerle onları da tanıtmış olmaktadır. Dolayısıyla kitabı okurken Mesûdî’nin kâh Hint bölgesinde elindeki hançeri ile göğsünü kesen ve ciğerini tek parça halinde çıkaran, bu hâlde konuşmaya devam eden ve hançerle ciğerini parça parça doğrayan bir kişiye ait gözlemine şahit olacak kâh onun gerek tarih gerekse İslam tarihindeki ilklere dair verdiği bilgileri öğrenmiş olacağız.