Hz. Peygamber'in sîretini vahyin nüzûlü ile birlikte değerlendirme ve Kur'an'ı bu birliktelik içinde yorumlama anlayışı doğrultusunda Câbirî, siyeri kendi içerisinde çeşitli aşamalara ayırmış ve her bir aşamada Hz. Peygamber'in davetinin nasıl bir konumda olduğunu tespit etmeye, daha sonra da o aşamada inzâl edilmiş sûreleri belirleyip yerlerine koymaya çalışmıştır. Ona göre tefsir faaliyetinin yerine getirmesi gereken en önemli vazife budur. Bu yapıldığında, yani her bir sûrenin hangi aşamada, hangi şartlar çerçevesinde vah yedildiği tespit edildiğinde, o sûrenin anlaşılması için gerekli zemin tesis edilmiş olacaktır. Câbîrî tefsirinin bir diğer özgün yanı da, yapısalcı analizin kimi süreçlerini tefsirde kullanmış olmasıdır. Kimi değerlendirmelerde Câbirî'nin yapısalcılığı layıkıyla uygulamadığı söylenmiş olsa da, bize göre herhangi bir düşünürün herhangi bir kuramı bütünüyle içselleştirip uygulaması doğru değildir. Her düşünür birçok kuramı kendi potasında yoğurmakta, onlara kendi bakış açısından şekil vermektedir. Bu bakımdan Câbirî de bu kurama bütünüyle râm olmak ve aslında bir yöntem olan yapısalcı yaklaşımı ideolojiye dönüştürmek yerine, bu yaklaşımın sunduğu kimi enstrümanları yeri geldikçe kullanmakla yetinmiştir.