Nübüvvet silsilesinin son halkası Hz. Muhammed (sas) ile tamamlanmıştır. Allah Resulü'nün (sas) mirasına sahip çıkan âlimler; İslâm'ı farklı dil, renk ve kültürlere sahip toplumlara anlatma gayretinde olmuştur. İlmî, fikrî, siyasî, askerî vb. alanlarda İslâm dinine farklı açılardan hizmet eden bu şahsiyetler, büyük ve kutlu mirasın günümüze ulaşmasında ve İslâm medeniyetinin oluşmasında büyük rol oynamışlardır. Her birinin hayatı farklı bir örneklik teşkil eden, yaşadıkları asrın öncüleri ve Peygamber vârisleri olan bu şahsiyetlerin sayısı binleri aşmaktadır. Hepsini ayrı ayrı tanıtmak mümkün olmadığından bu şahsiyetlerin okuyucu ile buluşmasının bir başlangıcı olması niyetiyle aralarından seçilen 100 öncüyü anlatan Nebevî Vârisler Projesi hayata geçirilmiştir.Nebevî Vâris olarak seçilen isimlerden biri de İmam Rabbânî'dir. O, 17. yüzyılda Hindistan coğrafyasında yaşamış önemli bir mutasavvıf ve âlimdir. Yaşadığı dönemde Hindistan coğrafyasında Bâbürlüler hüküm sürmüş ve iktidar Ekber Şah ile Selim Cihangir tarafından üstlenilmiştir. Ekber Şah, içinde yaşamış olduğu çok dinli ve çok kültürlü yapıyı bir arada tutmak adına "Dîn-i ilahi" adı altında bir proje ileri sürmüştür. Bahsi geçen bu proje diğer dinlere karşı müsamahalı olsa da İslâmiyet'e karşı bozulmaları beraberinde getirmiştir. İmam Rabbânî bu dönemde İslâmiyet'in saf hâlinin korunması yönünde büyük mücadele vermiş, devlet kademesinden bürokratlara ve müntesiplerine İslâm'ın korunması yönünde telkinlerde bulunmuştur. Bu mücadelede onun temel dayanağı Kur'ân ve sünnettir