Medeniyetin kaynağı kültür, kültürün kaynağı bilgi, bilginin kaynağı da kitaptır. Sosyal, kültürlü ve çağdaş bir millet olmak istiyorsak okuyan, düşünen ve araştıran bir toplum olmak zorundayız. Zira kitaplar, zengin kültür ve medeniyetin kaynağı, bilgi hazinelerinin ve yüce ideallerin anahtarıdır.
Zaten kitaplar, günlük hayatın bir parçası olduğu kadar, fertlerin ve milletlerin yaşamını değiştiren bir hayat iksiridir de aynı zamanda. Üstelik gece gündüz her zaman yanımızda olan, bizden hiçbir şey gizlemeyen hocalarımızdır/öğretmenlerimizdir. Bu yüzdendir ki, kitabın olmadığı, okumanın ve bilginin olmadığı devre cahiliye dönemi denmiştir. İslam gelip okumayı, bilgi sahibi olmayı teşvik ederek bu cahiliye devrine son vermiştir.
Okumak; bilgi sahibi olmak, mesleğimizi ilerletmek, kültürümüzü artırmak, güzel ve doğru düşünüp konuşmak ve yazmak ile hayırlı hizmetlerde bulunmak için mutlaka şarttır. Açık hava gezintileri, sporlar ve oyunlar nasıl bedenimizi geliştirirse, güzel bir eseri okumak da öylece zihnimizi geliştirir, duygularımızı yüceltir. Okumak beynin ve ruhun gıdasıdır.
Kitaptaki görüşlerle fikrimizi geliştiririz. Öyle ki yılların tecrübesini ve birikimini birkaç saat içinde kitap okuyarak öğrenebiliriz. Sözlü anlatımlar bir müddet sonra aklımızdan çıkabilir, ama kitaplar her daim elimizin altında bulunan kalıcı kaynaklardır.
Kitap okumak günlük hayatımızın bir parçası olmadıkça kültürel gelişmemizi tamamlamamız ve bilgi çağını yakalamamız mümkün değildir.
Üstad Necip Fazıl, Hasta olsam, ilacım, çorbam, sütüm o kitap derken Nuri Pakdil,Kitap okumadan meydan okuyamazsınız. diyerek kitabın önemini çok güzel bir şekilde vurgulamışlardır.
Elinizdeki kitabın; okuyuculara büyük bir zevk vereceğini, hayatlarına ve bilgilerine çok şeyler katacağına inanıyorum.