üslubuyla değil, aksine ilmî usûlle işlenmiş tatminkâr bir düşünsel hesaplaşma şeklindedir.
Böylece ortaya koyduğu görüşlerin teorik altyapısını göstererek tahkiki neticelerini aktaran
yazar, modernleşme hareketi ile geleneksel kurumlar arasındaki çatışmada izlenmesi gereken
yol ve yönteme taklitten uzak bir düşünce yapısının hakim olmasını ister. Ahmed Hilmi,
düşünce eserlerinde Auguste Comte, Descartes, Kant, Spinoza, Leibniz... gibi filozofları
karşısına alır, sorular sorar ve İslâm düşüncesinden aldığı donanımla cevaplar öne sürer. O, bu
tutumuyla, Batı düşüncesi karşısında kompleksten kaynaklanabilecek taklitçiliğe karşı ne
toptan ret ne de toptan kabul tavrı sergiler. O, hiçbir zaman eleştirel-sorgulayıcı tavırdan
ayrılmaz.
Ruh Hallerinin İlmi bu amaç ve yöntemle kaleme alınmış olup, psikoloji ilminin önemini,
tarifini, usûlünü ve konularını içeren bir eserdir. 19 yüzyıl sonunda bütün ilimlerin anası
kanul edilen felsefeden kopup bağımsızlığını henüz ilan eden Psikoloji'nin incelendiği ilk
Türkçe kaynaklardan biri olan bu eser iki parça halinde basılması planlanmasına rağmen
elimizde bu ilk bölümü bulunmakta, diğer bölümünün akıbeti, yazılıp yazılmadığı henüz
bilinmemektedir.