Türkler, Oğuzhan’ın soyundan gelen bir kavim olup zamanın döngüsüyle bu soy çoğalmış dünyanın farklı coğrafyalarına dağılmıştır. Bunlardan biri olan Selçuklu Türkleri Hicri 5. asırda Horasan’da yerel bir güç olarak ortaya çıkmış ve zamanla çağdaşı olan Sâmânîler (819-1005), Karahanlılar (840-121) ve Gazneliler (963- 1186) gibi devletlerle boy ölçüşecek bir güç haline gelmiştir. Selçuklu Devleti; Horasan, İran, Anadolu, Mısır ve Arabistan gibi coğrafyalarda varlıklarını göstermiş ve buralarda Şii Fatimi (909-1171), Şii Büveyhi (932-1062) ve Bizans (330-1453) devletleriyle uzun süren bir mücadele vermişlerdir. Büyük Selçuklu Devleti’nin (1040-1157) zayıflamasıyla Selçuklular’ın bir başka kolu olan ve Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından Anadolu Selçukluları (1075-1308) adında yeni bir devlet kurulmuştur. Anadolu Selçukluları’nın kurulduğu coğrafya stratejik bakımdan önemli bir yerdir. Doğusunda Abbasiler ve küçük beylikler ile Moğollar, batıda ise Bizans İmparatorluğu bulunuyordu. Bu güçler arasında kalan Anadolu Selçukluları en çok Moğollarla mücadele etmiş, destanlara, hikâyelere, masallara ve tarih kitaplarına konu olmuştur. Bunlardan biri de Muhammed Saîd Lütfî tarafından yazılan Şehnâme-i Selçûkî ya Selçûḳnâme-i Fârsî adlı eserdir. Elinizdeki bu eser, Oğuzhan Dönemi’nden Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyâseddin Mesud döneminde geçen olayları konu edinmektedir.