Gördüğüm en uzun rüyaydın sen, diyerek başladı yazmaya. Denizin solgun loşluğu, orkidenin alacalı pembesi, meyden kalma mayhoşluğu ve küllükte biriken izmaritler de sabaha ulayamıyordu onu bir türlü.
Günlerden neydi, mavi mi? (Günlerden Mavi)
Nar'ı, nâr'ı ve nur'u içime dolduran; kelâmı ateş çemberine çeviren, zarf ile mazrufu aynılaştıran, dingin kelimelerden müteşekkil, ruhumun sahibi bir rüyam olsun istemiştim sadece. Öyle bir rüya ki bu, masala dönüşsün, yüzlerce yıl dilden dile aktarılsın, baki kalan o hoş seda olsun; gönüllere şifa, yaralara merhem... (Sus Sineması)