XVIII. asrın mutasavvıf ilim adamlarından olan Ahmed Mürşidî, yaşadığı yüzyılda adından söz ettirebilen sayılı şahsiyetler arasındadır. Nihad Sami Banarlı onun için 18. asırda iki önemli isim vardır. Birisi Erzurumlu İbrahim Hakkı, bir diğeri Diyarbakırlı Ahmed Mürşidîdir
der.
Ahlâkî çerçevede yazılmış eserler içerisinde Ahmed Mürşidî Pendnâmesinin belki de en belirgin özelliği, sosyal hayatla alâkalı hemen hemen bütün mevzuları ele almış
olması ve bu mevzularla alakalı pek çok âyet ve hadise de yer vermesidir. Onun eseri yüzyıllar boyu iyiliğin faziletleri, kötülüğün zararlı ve acı sonuçlarını anlatan bir öğüt
kitabı olarak elden ele ve dilden dile dolaşarak adeta bir başucu kitabı olmuştur. Asrının İslâmî Türk Edebiyatı sahasında önemli yeri olan on bin beyitlik bu manzum
eserde müellif, kolay ve sâde bir dil kullanmıştır. Belki de bu özelliği sebebiyle okuyucunun ilgisini üzerine yoğunlaştırmayı başarabilmiş ve dolayısıyla defalarca basılmış bir eserdir.