Sadruşşerîa’nın kelâmı ta‘dîl teşebbüsü ve varlık felsefesinin incelendiği bu çalışma, kelâm-felsefe ve
Mâtürîdîlik-Eş‘arîlik ilişkisi açısından Sadruşşerîa’nın Mâtürîdî geleneğin hangi evresini temsil ettiğini
ortaya koymaktadır. Çalışmada, Hanefî-Mâtürîdî geleneğin Râzî sonrası kelâmın kavramsal gelişimi ve
mesele genişlemesine adaptasyonu Sadruşşerîa üzerinden gösterilmektedir. Sadruşşerîa’nın ta‘dîl
teşebbüsünün genelde kelâm-felsefe, özelde ise Mâtürîdîlik-Eş‘arîlik ilişkisi açısından ele alınması ve
anlaşılması gerektiği iddia edilmektedir. Mâtürîdîliğin müteahhir dönemine dair tespitler tarihsel arka plan,
muhatap ve dil değişimi, eserinin planı ve içeriği ile temellendirilmektedir. İbn Sînâ, Râzî, Tûsî ve
Semerkandî üzerinden önceki birikimle karşılaşması muhatapları açısından değişimi göstermekle birlikte
müteahhir dönemde tartışılan başlıkları ele alması mesele genişlemesine, müteahhir dönem diline
hâkimiyeti de yönteme adaptasyonunu göstermektedir. Çalışmada, varlık anlayışı tespit edilip kıdem-hudûs
ve vücûp-imkân tahliline etkisi incelenmiştir. Ayrıca ilk defa kendisi tarafından ortaya konulan isbât-ı
Vâcib delillerine işaret edilip bu deliller formüle edilmiş ve Allah’ın sıfatları konusundaki yaklaşımı
sunulmuştur.