Buhârî’nin Sahîh’i de telif edildiğinden bu yana gerek rivâyet gerekse dirâyet yani şerh edilip açıklanması, anlaşılması bakımından pek büyük çapta ihtimam görmüş, önemsenmiş ve onlarca şerhi yapılmış bir eserdir. Yapılan bu şerhler yoluyla olağanüstü ihtimam görmüş bu eserin, ümmet tarafından daha doğru ve isabetli bir şekilde anlaşılmasına yönelik gayret ve faaliyetler gösterilmiştir. Bu şerhler arasında önem arz eden, kendisinden sonra gelmiş müelliflere tesir etmesi yanında kendisi şerh olarak önceki şerhlerden ve diğer kaynaklardan istifade etmesi itibari ile zengin bir külliyât hülâsası özelliğini taşıyan eserler arasında Sirâcüddîn b. Hafs Ömer b. Alî b. Ahmed el-Ensârî eş-Şâfiî (İbnü’l-Mülakkın) (723-804/ 1323- 1402)’in et-Tavdîh li Şerhi'l-Câmiʿi’s-Sahîh adlı eseridir. Birçok kaynaktan yararlanan İbnü’l-Mülakkın’in nakil yaptığı eserler arasında asıl nüshaları kaybolmuş birçok eser de vardır ki onun bu eserlerden yaptığı çeşitli iktibasları, oradan derlediği değerli ilmî değerlendirme ve çıkarımları bize aktarmakla, biz de bu eserler hakkında bu vesile ile fikir sahibi olabilmekteyiz.
Merhum İbnü’l-Mülakkın’in yararlandığı eserlerin önemli bir kısmı haliyle hadis şerhi dalında telif edilmiş eserlerdir. Gerek kendi çağına yakın dönemlerde gerek çağından önceki dönemlerde yazılmış eserler onun kaynakları arasında yer alır. Aynı zamanda İbnü’l-Mülakkın’in eseri kendisinden sonraki dönemlerde ve çağdaşı sayılan kimseler tarafından yapılmış şerhler için de bir kaynak teşkil etmiştir. Çağdaşı sayılan öğrencileri de olan İbn Hacer el-Askalânî ve Bedreddin el-Aynî, şerhlerini yazarken onun eserinden kimi zaman ismini zikrederek kimi zaman da zikretmeyerek istifade etmişlerdir. Kısaca söylemek gerekirse; böylesine önemli bir şerhin Türkçe’ye tercümesinin hadis alanındaki birikime önemli bir katkı sunacağını umuyoruz.