Bu eserde, René Guénon, Frithjof Schuon, A. K. Coomaraswamy, Titus Burckhardt, Seyyid Hüseyin Nasr ve Martin Lings gibi önemli düşünürlerin temsil ettiği gelenekselci ekolün sanat anlayışı derinlemesine incelenmektedir. Sanatın modernizm ile birlikte kutsallığını yitirerek basit bir meta haline gelmesine karşın, gelenekselci ekol sanatı, ilahi hakikatle iç içe bir kutsal sanat olarak ele alır. Bu çalışma, gelenekselci ekolün sanat anlayışının temelini oluşturan metafiziksel perspektifleri, teorik belge analizi yöntemi ile aydınlatmayı amaçlamaktadır. Sanatın, sadece maddi hazları değil, aynı zamanda manevi farkındalığı da besleyen bir vasıta olarak ele alındığı bu yaklaşım, gelenekselci ekolün sanata bakış açısının özünü oluşturur. Kitap, sanatın sesli ve görsel boyutlarını da kapsayarak, her daim ilahi hakikati yansıtan bir ifade şekli olarak ele alır. Gelenekselcilerin sanat anlayışlarının merkezine koyduğu batınî muhteva ve en büyük sanatkâr olarak Allah'ı göstermeleri, bu bakış açısının ana hatlarını belirler. Bu derinlemesine çalışma, sanatın sadece estetik bir zevkten çok daha fazlası olduğunu, bir medeniyetin, kültürün ve inancın taşıyıcısı olarak nasıl ele alınabileceğini gözler önüne sermektedir. Gelenekselci ekolün sanat anlayışı, modern dünyanın maddi odaklı yaklaşımlarına meydan okuyarak, sanatın manevi ve estetik boyutlarını yeniden keşfetmemizi sağlıyor. Bu çalışma, geleneksel sanatın derinliklerine bir yolculuk sunuyor ve okuyucuları, ilahi hakikatin estetik yansımalarını keşfetmeye davet ediyor. Sanatın kutsal boyutunu yeniden keşfetmek isteyen herkes için okunası bir kaynak.