“Tevhit bir ateştir; bir şeyi yakıp kirlerini temizlemeden ona nüfuz etmez!”
1873 veya 1874'te, o dönemde Fransız mandasında olan Cezayir'in Mustaganim şehrinde doğan Ahmed Benaliyu (daha sonraları Şeyh el-Alevî olarak tanınacaktır) kendi kendini yetiştiren, erken yaşta manevi kemale ermiş bir deha. Kurucusu olduğu Aleviyye tarikatı içinde kısa bir zamanda mürşidi kâmil makamına yükselmiş; Şazeliyye-Derkaviyye geleneğinden doğan bu tarikat hızla yayılmaya başlamıştır. Şeyh el-Alevî, bilgisi, kültürü, ikna gücü, konuşma kabiliyeti ile geniş kitlelerin gönüllerini kazanmıştır. Sadece memleketi Kuzey Afrika’da değil Avrupa ve Amerika’daki tasavvufî hayat ve ihtidâ hareketleri üzerinde de etkili olmuş bir sûfîdir. Aleviyye mensuplarının Cezayir’de Fransızlar’a karşı verilen bağımsızlık mücadelesinde de büyük hizmetleri geçmiştir. O, hem eserleri ve çalışmalarıyla hem de tutum ve davranışlarıyla, tevhit inancına derin bağlılığıyla tasavvufa taze bir soluk aşılamıştır.
Şeyh Ahmed el-Alevî’ye dair bu güzel eserin yazarı zaman zaman ülkemize de gelen Éric Geoffroy, Strasbourg Üniversitesi Arap ve İslam Araştırmaları Bölümü'nde akademisyen olup ülkemizde tasavvufa dair eserleri ve Encyclopedia of Islam’da yayımlanan makaleleriyle bilinmektedir.