Bugünkü Yunanistan sınırları içerisinde bulunan Siroz beş asır Osmanlıların elinde kalmış ve Rumeli’de tipik bir Osmanlı kentine dönüşmüştür. Çandarlıların ve Gazi Evrenosların fethettiği ve imar ettiği bu kadim şehrin son bir buçuk asrına ise “Siyavuşpaşazâdeler” damgasını vurmuştur. Osmanlılara hem tâbi hem de şerik olarak hareket eden bu ailenin en şöhretli âyânlardan biri olan Sirozî İsmail Bey 1808’de ordusuyla Davud Paşa sahrasına gelmiş ve Sened-i İttifak metnine imza atmıştı. “Asilzâde” yaşantısı ile dikkat çeken Sirozî İsmail Bey’in vârisi Yusuf Muhlis Paşa ise Tanzimat Fermanı okunduğunda İstanbul’dadır. Devletin merkezî otoritesinin arttığı ve yerel hanedanlıklarının gücünün azaldığı bir ortamda Sirozîler kendi bölgelerinde etkinliğini devam ettirmiştir. Sultan II. Abdülhamid’in devrilmesine yol açan II. Meşrutiyet’in ilanı için Yıldız Sarayı’na telgraf çekenler arasında Sirozîlerin torunları olan Müftüzâdeler de vardır. Bölgedeki İttihat ve Terakki oluşumu içerisinde güçlü bir damar olan Sirozîler ve Müftüzâdeler, Balkan Harbi sonrasında yurtlarını terk ederek payitahta göç etmiş ve faaliyetlerine burada devam etmiştir. Dr. Muharrem Varol tarafından kaleme alınan bu çalışma, tamamen birincil kaynaklara dayanmakta olup Osmanlı’dan Cumhuriyet’e evrilen sosyo-politik ve kültürel süreçlerin içerisinde aktif olan bu yerel hanedanlığa dair çok yeni ve orijinal bilgiler sunmakta ve Osmanlı tarihine bir de çevreden bakılmasının ne derece önemli olduğunu vurgulamaktadır.