Benim Eleştirilerim Genelde Doğrudan Şahıslara, Markalara, İdeolojilere Yönelik Olmuyor. Meseleyi Kişiselleştirmemeye Ciddi Bir Özen Gösteriyorum. Benim De İçinde Yaşadığım, Bir Parçası Olduğum Toplumsal Vasata, Onun İçindeki Bazı Tipolojilere Odaklamaya Çalışıyorum Eleştirilerimi. Elbette Üslup Da Çok Önemli Benim İçin. “Le Style C’est L’homme Même.” Yani Üslup Ayniyle İnsandır. Buffon’un Bu Sözünü Çok Severim. Kurduğunuz Cümlenin Hakikat İçeriği, Ötekine Nüfuz Kapasitesi Asla Üslubunuzdan Bağımsız Değildir. Bence İşler Böyle Olduğunda Eleştiri Yapıcı, İnşa Edici, Taş Üstüne Taş Koyan Bir Role Sahip Olabiliyor. Bence Türkiye’nin En Önemli Eksikliklerinden Biri De Polemik Ve Eleştirinin Genelde Böyle Bir İşleve Sahip Olmamaları. Besim F. Dellaloğlu, Sosyolojik Basiret: Duvar Ve Perspektif Yazıları’nda Bir Sosyolog Olarak Üzerinde Çok Durulan, Tartışılan Ve Çözülemeyen Kavramlar Etrafında Bir Türkiye Panoraması Çiziyor. Dellaloğlu Bu Yazılarında, Faşizm, Toplum, İdeoloji, Muhafazakârlık, Burjuvazi, Futbol, Kültür, Maarif, Kamu, Oryantalizm, Akademisyenlik, Kanon, Gelenek, Edebiyat, Aydın, Entelektüel, Okuryazarlık, Ahlak Gibi Meselelere Gündelik Hayatı Ve Siyaseti Dahil Ederek Türkiye Merkezli, Olgunlaştırılmış, Terbiye Edilmiş Tespitler Ve “Okumalar” Sunuyor. Dellaloğlu, Sosyolojik Basiret: Duvar Ve Perspektif Yazıları’yla “Okuryazar”Ların Zihin Masasında Yer Bulması Elzem Yol Haritalarına Bir Yenisini Ekliyor.