?Benim gazeteciliğe başladığım 1967 yılında Kahraman Bapçum bir efsaneydi. Televizyonun olmadığı yıllarda unutulmaz maç yazıları yazardı. Onun yazılarını okuduğunuz zaman maçı seyretmiş gibi olur, o coşkuyu yaşardınız. O eşsiz kalemi ve tertemiz Türkçesiyle maçı gazete sayfalarında yaşatırdı. Yalnız futbol mu? Örneğin atletizm yarışmalarını o kadar canlı anlatırdı ki ipi göğüsleyen atletle birlikte koşardınız sanki. Basket maçları, güreş karşılaşmaları, yüzme yarışları da öyle... Hepsini okuruna kalemiyle seyrettirirdi Kahraman Bapçum.
Tufan Türenç
?Sporu (Dikkat buyurun, futbolu değil, sporu diyorum) ve Türkçeyi en iyi bilen, izlediği spor olayını en iyi anlatan kalemdi Bapçum... O zamanlar, maçlar yazılırdı. Bugün hâlâ İngiltere, İtalya, Fransa, Almanya'da yazıldığı gibi yazılır, okuyan, maçın nasıl geçtiğini anlardı... Öylece 28 kalemden beşer satırla, imza enflasyonu yaratılmazdı. Bapçum, en güzelini yazardı... Şiir gibi, şurup gibi... Maç ertesi Milliyet'te Bapçum'u daha önce okuyabilmek için ağabeyimle yarışırdık. Kapıya konan gazeteyi kim önce alacak diye...
Hıncal Uluç