Bir ayna. Bir görüntü. Her anlatılan hâl bu ikisi arasındaydı; her yaşanan bu ikisi. Anahtarı avucumuza emanet edip bizi bir eşiğe götürüyor Nur Kıpçak. O eşikte yansımaları ve bütün gerçekliğiyle bizi bekleyen bir dünyaya davet ediyor. Geçiş biletimiz avucumuzda on yedi parçaya bölünen o anahtar. Her biri bir hâle dönüşüyor, bir labirente.
Nur Kıpçak'ın ilk öykü kitabı Şu Halde, bir öykü kitabından fazlası; imgeleri, katmanları, dil zenginliği ve alışılagelmeyen örgüsüyle. Öykülerin on yedisi tekmili birden bir insan ediyor. Bir insanla tanışmak, onu anlayıp çözmek kadar güç bir işe davet ediyor bizi. Yazarın dizdiği sözcükler gibi dizilmeye ve bu eşikte Senin karşında her şey olabilirim, demeye geldiniz demek. Kendinizden kendi içinize yapacağınız yolculuğa hoş geldiniz şu halde!