Süddî el-Kebîr, sahâbenin rahle-i tedrisinden geçerek onların elinde yetişmiş bu tâbiîn âlimleri arasındadır ki o, Abdullah b. Mes‘ûd ve Abdullah b. Abbâs gibi, sahâbenin tefsir hususunda en önde gelen iki isminin elinde yetişme şerefine erişmiştir. İşte bu yüzden Süddî’nin tefsiri önemli yer arz etmekte ve tefsirler arasında yüksek bir dereceye sahip bulunmaktadır. Nitekim kendisinden sonraki asırlardan günümüze kadar yazılmış birçok tefsir kitabının müellifi onun rivâyetlerini ve nakillerini alma hususunda çok istekli olmuştur. Ayrıca bazı nedenlerden dolayı onun ilmî şahsiyetini kötülemeye çalışanlar olduğu gibi onu âdil ve güvenilir bulup kendi çağdaşlarının üzerine çıkaranlar da olmuştur.
Süddî’nin tefsiri çok önceden beri araştırmacıların dikkatini çekmemiştir. Nitekim İbnü’n-Nedîm, kitabında Süddî’nin tefsirine yer verdiği gibi, yakın dönemde de Mahmud Şâkir ve Fuat Sezgin de eserlerinde Süddî’nin tefsirinin ilk dönem rivâyet esasına göre yazılan tefsirlerden olduğunu belirtmişlerdir.
Süddî’nin tefsirine verilen bu önem, ilmî kişiliği hakkında söylenen farklı şeyler ve araştırmacıların onu ilk dönem tefsirleri arasında sayması gibi nedenler, bizi rivâyet tefsirlerine dağılmış olan Süddî’nin Kur’ân yorumlarını bir araya getirmeye, erken dönem tefsir tarihinde rivâyet tefsirinin şeklini ortaya koyacak şekilde tahkik ederek bu tefsiri ortaya çıkarmaya sevk etti.